TARİH TEKERRÜR EDİYOR...

Bundan böyle yazılarımla sadece gündeme değil, tarihin günümüze yansıyan gölgelerine de ışık tutacağım. Çünkü bugün yaşadıklarımızın birçoğu, geçmişin başka bir yüzüdür. Unutanlar için tarih bazen kendini acı bir şekilde tekrar eder.

Bugün Ortadoğu'da yaşananlar; emperyalist oyunlar, çıkar savaşları ve vekalet çatışmaları birer tesadüf değildir. “Bir derede iki balığın kavga ettiğini görürseniz bilin ki oradan bir İngiliz geçmiştir.” der Kızılderili Atasözü… Ne kadar da tanıdık değil mi?

🔺 İsrail-ABD-PKK üçgeninde dönen kirli senaryolar,

🔺 AKP iktidarının İsrail ile yürüttüğü çelişkili ticari ilişkiler,

🔺 Bebek katilinin ‘barış elçisi’ olarak pazarlanma girişimleri,

🔺 Suriye’nin çöküşü sonrası aynı senaryonun İran için hazırlanması,

🔺 Kapitalizmin ekonomik işgal yöntemi: “Çökert, yönet!”,

🔺 Emperyalizmin yeni piyonları ve modern kapitülasyonlar...

Tüm bunlar bize çok tanıdık geliyor çünkü benzerlerini tarihin tozlu sayfalarında, Osmanlı'nın son döneminde gördük. Dışa bağımlı hale gelen ekonomi, borç batağına saplanan bir devlet, halkı fetvalarla yönlendirme çabası, bilimin ve bilim insanlarının itibarsızlaştırılması…

Bugünki iktidar da aynı yolun yolcusu. Bilimden uzaklaşan, liyakatı göz ardı eden, halkı kutuplaştıran bu yönetim anlayışı, ülkemizi tehlikeli bir yola sokuyor. Birileri içeride hamaset yaparken, dışarıda İsrail’in maşası olan yapılarla işbirliği mesajları veriliyor.

Şimdi yapılması gereken, rahmetli İsmet İnönü’nün İkinci Dünya Savaşı’nda sergilediği tarafsız ve akılcı dış politikayı örnek almaktır. Türkiye’yi Ortadoğu’nun bataklık hesaplarından koruyacak olan tek reçete akıl, diplomasi ve soğukkanlılıktır.

Tarih tekerrür ediyor ama unutmamalıyız ki; tarih bazen önlem alınmadığı için, bazen de ders çıkarılmadığı için kendini tekrarlar...

İçeride “mazlum” edebiyatı yapılırken dışarıda zalimlerle iş tutmak, halkın aklıyla alay etmek değil de nedir? Bir yanda meydanlarda atılan anti-İsrail sloganları, diğer yanda milyarlarca dolarlık ticaret anlaşmaları… Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

İsrail’in Filistin’de uyguladığı vahşeti sözde kınayanlar, perde arkasında el sıkışmaya devam ediyorlar. Hem vicdanlar yaralanıyor, hem diplomatik duruş zedeleniyor, hem de milletin aklıyla oynanıyor. Bu ikiyüzlülüğün adı tam da “TİMSAH GÖZYAŞLARI”dır!

Aynı zamanda; yıllardır ülkemizi kan gölüne çeviren PKK’nın bir uzantısı olan figürlerin bugün kahraman gibi parlatılması, emperyalizmin yeni oyunudur. Suriye’nin başına geçirilen isimler, terörün politik versiyonudur. Şimdi aynı senaryo İran’da sahnelenmek üzere. İsrail destekli açıklamalar yapan İran’daki PKK uzantıları, yeni bir kaos planının habercisidir.Kapitalist düzen, bir ülkeyi ele geçirmek istiyorsa önce o ülkenin ekonomisini çökertir. Bugün halkımız yoksullaşırken, saraylar zenginleşiyorsa bu bir tesadüf değildir. 

Yönetenlerin görevi hamaset yapmak değil; AZİZ MİLLETİMİZ'İN çıkarlarını korumaktır. Şimdi yapılması gereken şey, akılcı ve tarafsız bir dış politikayla ülkeyi kaostan uzak tutmaktır. Herkese mavi boncuk dağıtarak ülke yönetilmez!